1 Oca 2009

madde madde yeni yıl kehanetleri


Evet, "yeni yıla nasıl girerseniz, öyle de geçip gider bu meret" kehanetine herhalde inanan yoktur ama bu konudaki esprileri yapmaktan da kendimizi alamayız. Nedeni, bir kaç saatlik bir sürecin, sürprizlerle dolu uzuncana bir zamanı belirlemesinin verdiği ferahlık herhalde. Madem, yılbaşına dair bir şeyler yazamadım, bari bu klişeden hareketle yeni yıl ruhunu bir yerden yakalayayım diyor ve yılbaşı gecesi üzerinden yıl tahminine başlıyorum.
Geçen yıl özet: Burcu'larda sevdiğim insanlarla, eğlenmiştim. Kesinlikle çok sarhoştum ve sabaha kadar poker oynayıp gülmüştüm.
Geçen yıl kehanet tutma yüzdesi: Belki yüzde 50'lerde. Yılbaşı ahalisinin büyük bölümü ile yılımı da geçirdim, evet. Oldukça çok içki içtiğim bir yıldı. Eğlenmiş miydim yıl boyunca? Parti yılı diyip geçemem kolaycana. Eğlencesi kadar sıkınıtısı da büyük oldu. Yılbaşı gecesinde bunu öngören bir durum yoktu. Poker mi? Ihıh, bir daha hiç oynamadım.
Bu yıl: 1) Burcularda, benzer bir ekipleydim. Muhtemelen yıl boyunca da, onları göreceğim. Gerçekleşme ihtimali yüksek.
2) İşten çıkıp, uzun süre trafikte kaldım. Bir talihsizlik olmazsa, işte olmaya ve dönüşlerde trafikte kalmaya devam edeceğim, doğru olma şansı var yani.
3) Çok az içki içtim, kafamda hep işler döndü (evet, ertesi gün, yani bugün de çalışacaktım ve yetişmesi gereken çok iş vardı). Çalışacağım için az içki içeceğimi sanmıyorum tüm yıl boyunca. Kafamda işlerin dönmesi kısmı maalesef doğru olabilir.
4) Yılbaşı sularında, ekrandaki Kibariye ve Özcan Deniz ikilisiyle fotoğraf çektirdim (Bu parlak fikrin mimarı Avşar ve Afşin'e alkışlar). Bütün yılımı bu iki ünlü şahsiyetle geçireceğimi sanmam. Ama eğer bu tutarsa, Avşar'ı Sezen Aksu ve Ferhat Göçer'li; Feyza'yı Haluk Bilginer ve Aşkın Nur Yengi'li bir yıl bekliyor! The horror, the horror!
5) Çok yemek yedim, Manço'ya döndüğümde, göbeğim önümden yürüyordu. Umarım böyle sürmez yoksa 10 kilo alırım rahatlıkla. Bu laneti kırmak için bugün az yemek yedim. Ehe, belki de midem hâlâ şiş olduğundan yiyememişimdir. Kendi yalanımı, kendim yakaladım.
Evet, özetle budur. Ama şimdi ortaya yeni bir yıl tahmini teorisi atıyorum, gözlerinizi dört açın, zira doğru oldu gibi.
Şimdi yakın arkadaşlarımın bildiği üzere, yeni yaşıma, 15 Ekim'de Antalya Film Festivali'nde girmiştim. Ayın 14'ünde gece yarısı olduğunda, Kaplanoğlu'nun muhteşem Süt'ünü izliyordum. Sonra basın toplantısı derken, Süt'den ayrıldığımda gecenin körüydü. Gecemi filmi düşünerek geçirmiş, sabah yönetmenle röportaj yapmış, akşamüstü Macit Macidi'ye sorduğu soruyu çevirirken ecel terleri dökmüştüm. Hemen, yılbaşı tahmin tarzında, Süt yeni yaşıma damgasını vuracak galiba demiş, bunu çevremdekilere de yaymıştım.
Cut to scene: Yılbaşı zamanı. Süt iki gün sonra gösterime girecek diye 30 Aralık'ı başrol oyuncusuyla röportajda geçirdim. 31 Aralık gününde, teybi çözdüm. Ama haberin kurgusuna karar veremedim. Yılbaşı ertesinde yayınlanacağı ve iyi olmasını istediğim bir haber olduğu için gece boyunca aklımda dönen iş, işte buydu! Sabah işe geldiğimde, önce röportaj haberini hazırladım, sonra da, ekler için -perşembe ek yazısı günü, yılbaşı ertesi bile olsa- Süt ağırlıklı bir yazı yazdım. Yılın son iki ve ilk gününde de Süt, başroldeydi, uzun sözün kısası. Hem doğumgünü, hem yılbaşı... Ne diyorsunuz? Artık kehanet açık değil mi, Süt gibi bir yıl olacak! Temiz, saf, beyaz, katkısız, hazmı zor, bilmiyorum uyduramadım... Teori benden, yorum sizden. İyi yıllar!

Hiç yorum yok: